1950’lerin ilk yarısından bu yana üretilen, birçok saat severe göre en kült saatten bahsediyoruz.
İlk üretildiğinden bu yana, birkaç sene hariç müthiş bir dizayn ve ölçü tutarlılığı. Oturttuğu ikonik dalış saati dizaynı sebebi ile diğer dalış saatlerinde hep bir eksiklik ya da gereksiz fazlalıklar hissettiren saat!…
1 Eylül’de Rolex yeni submariner’ını tanıttı. Önce lansmanı yapılan modelden bir önceki versiyona gidelim. Değişim nerede başlamış, analize doğru başlayalım. Submariner’in ilk seramik bezelli versiyonu. Yıllarca klasik, zarif kasalı diyeceğimiz üretimlerinden sonra üretilmiş modern bir versiyon. Daha kalın luglar (kayış, bilezik kolları), daha iri crown guard (kurma kolunu koruyan çıkıntılar)… 40mm ölçüyü koruyarak saati bambaşka görüntüye sokan ustaların eseri. Satın alma imkanı olanların eski submariner’in yanına ilave aldıkları bir model. Farklı, temel değerleri, ölçüyü koruyarak, daha modern ama kendi içinde tutarlı bir dizaynı olan versiyon. İlave olarak, inanılmaz, ince ayarlı bir bilezik. Bu modelin yeşil bezel ve kadranlı bir versiyonunu (Hulk) da üreterek efsane seriler arasına da oturttular.
Gelelim yeni versiyona… Rolex yeni submariner’da bir önceki versiyondaki kalın lugları incelterek daha klasik bir görüntüye kavuşturdu. Buna itirazım yok. Hatta bu şekilde olması, bir nato kordon sever olarak daha çok hoşuma gider. Zira kalın kollar ile ne nato kordonlar, ne de deri kayışları pek yakıştıramıyorum. Ama bu inceltmenin devamını iyi getirmedi diye düşünüyorum. Crown guard’da çok minimal bir oynama yapıp, orayı halen iri diyebileceğim bir görüntüde bırakınca, saatin dizayn bütünlüğünde problem oluşturdu.
İkinci konu, 70 saat rezervli yeni bir makine kullanmaya başladı. Eleştirilecek bir konu mu? Tabi ki hayır! Ama önemli mi? Bence değil… Zira, önceki versiyonların içinde kendini kanıtlamış, son derece kaliteli, kronometre özellikli, 48 saat rezervli bir makine var. Hepsi kendi üretimi. O sebeple, inhouse kaliteli bir makinenin 48 saat veya 70 saat rezervli olması bana göre denklem değiştirecek bir şey değil. Zira bugün, ~500 USD seviyesindeki saatlerde dahi, gayet düzgün >80 saat rezervli makineler mevcut.
Ve sonunda geldik esas konuya… Yaklaşık 60 yılını 40mm ölçüde geçiren submariner, birden bire 41mm oluverdi. Son dönemde, farklı modellerini büyüterek belki de çeşitli sinyaller veriyordu. Bu saatlerin bazısı hem ölçü olarak, hem de görüntü olarak ciddi fark etti. Bunlarla ilgili de belki önümüzdeki dönemde birşeyler yazarım. Ne yalan söyleyeyim,, submariner için böyle bir şey yapabileceğini düşünmezdim. Olay şu ki, yeni submariner ölçü olarak büyüdü, peki görüntü olarak?! Bu iş biraz, sanki boyun uzamış gibi ama eskiden daha kalıplı duruyordun, zayıflamışsın, daha çelimsiz olmuşsun’a benziyor. Rolex, submariner’da yaptığı bu hareketler ile kırmızı çizgiyi geçti mi derseniz birçok gerçek saat sever gibi benim için de kesinlikle geçti. 40mm ölçü, kadran dizaynı, Mercedes akrep, vs… bunlar kırmızı çizginin diğer tarafında kalması gereken maddeler. Bundan sonra ne olacak derseniz, yine çok iyi satışlar, gri markette enteresan fiyatlar olacak… Bunlara hiç şüphem yok! Kim alacak derseniz onu ben de bilmiyorum!
Saatler ile ilgili son olarak, bir çift söz yeni oyster perpetual modeller için… Stella kadran vari hareket ve yeni kasası ile müthiş bir iş olmuş. Bunlarda da yeni 70 saat rezervli makine var. Yeşil kadran favorim ama sarı da çok can yakıcı!
Bir, iki satır da kendimden bahsedeyim. 48 yaşında kendi halinde, birkaç hobisi olan bir adamım. 5 yaşında, daha okuma, yazma bilmeden Almanca “auto katalog 1978” (Eylül 1977 gibi çıkan, yüzlerce kez karıştırılmasına rağmen bu ve diğer sayılar halen ilk günkü gibi saklayan) ile başlayan, ilkokul 2 ya da 3. sınıfta dolma kalem ile yazmaya başlayıp (halen bu dolma kalemini de saklayan) dolma kalem sever olan, gençlik yaşlarından itibaren de saatlere ilgi duyan bir adamım. Fırsat buldukça, ilgim olan konularda da birşeyler yazmaya çalışacağım…
Görüşmek üzere…
Noyan Güvenç
