Röportaj:Urwerk’in Kurucuları Felıx Baumgartner ve Martın Freı

Ahmet Aydın: Merhabalar bay Felix ve bay Martin. Kişisel hikayenizi ve Urwek’in hikayesini dinlemek isteriz. Şirketi nasıl kurdunuz? Siz ikiniz nasıl bir araya geldiniz?

Felix Baumgartner: Elbette. Aslında 22 yıl önce başladık. 98 yılında ilk kez Basel’de sergi açtık. Aslına bakarsanız bu, çağdaş saat yapımcılığına ilişkin bir vizyonun takip edilmesiydi, çünkü ben Felix olarak saat yapımcısı bir ailede, çok geleneksel saat yapımcısı bir ailede dünyaya geldim. Büyükbabam IWC’de çalışmıştı, babamsa bir saat tamircisiydi. Fikir, haute horlogerie’yi yeniden keşfetmekti. Doğruyu söylemek gerekirse, 90’lı yıllarda haute horlogerie akımının her yıl aynı komplikasyonları ve aynı estetiği tekrar etmesi çok rahatsız ediciydi. Böylelikle, kardeşim ve sanat eğitimi alan kuzenim vasıtasıyla Martin’le tanıştım ve konseptlerle ilgili, kendi zaman ölçme vizyonumuza sahip olmakla ilgili fikir alışverişinde bulunduk. Değil mi Martin?

Martin Frei: Kesinlikle öyle. Hepsiyle 22 yıl önce tanıştım ve bu yaptığımız efsanevi toplantılarda oldu, bilirsiniz işte, öğrenciler harika partiler filan yaparlar. Bizim karşılaşmamız da tam olarak böyle oldu; sanatçı arkadaşımın kuzeni Christoph Draeger, ki Thomas’la Felix’in kankasıydı, partilerimize gelirdi ve tam da bu şekilde birbirimizle ilk kez karşılaştık ve sonra zaman hakkında, saat yapımcılığı hakkında ve makine yapımı hakkında konuşmaya başladık. Belki üç yıl sonra, aslında ilk buluşmadan epey bir zaman sonra, Thomas eğitim amacıyla gitti ve Felix de Anderson adında bir arkadaşla Cenevre’de ilk işini kurdu. Ve sonra, eninde sonunda bir araya geldik çünkü farklı bir zaman göstergesine sahip özel bir saat yapmak gibi bir fikirleri vardı. Aslında bu başlangıçtı…

Felix Baumgartner: Tam tamına öyle. Bu, 17.yüzyıl İtalya’sındaki gece saatlerinden gelen bir fikirdi; bunlar, 1650-1700 yılları arasında İtalya’daki en önemli dini aileler tarafından taşınan etkileyici saatlerdi. Gazlı avize dışında, Papa tarafından piskoposlara, önemli arkadaşlarına verilen bir hediye de bu saatlerdi, İtalyan gece saatleri. Ve babam bu saatlerden bir tanesini tamir edebildiğinde bunun bir parçası olduğum için çok şanslıydım; ben ve kardeşim o saati gördük, bizi çok etkiledi ve çok ilham verdi çünkü zamanı gösterişi, fiyakalı olduğu kadar harika ve sembolikti, çok hoş bir tarzı vardı.

Martin Frei: Çok etkileyici bir zaman gösterme tarzıdır, bütün saat rakamları yerine sadece bir saat rakamını görürsünüz, bu tek saat rakamına odaklanırsınız ve bu da dakikalar tarafından gösterilir, bir saat rakamı bir skala üzerinde hareket ederken aslında zamanı çok farklı fakat çok basit bir şekilde göstermiş olursunuz. Bir kez bildikten sonra saati söylemek çok kolaydır. Ve bu da bir şekilde şaşırtıcı bir durumdur zira normalde bu kadranları belirli bir şekilde saati okumak için kullanırsınız. Herkesin kalıplaşmış bir tarzı vardır ve siz, bunu farklı ama aynı zamanda çok basit, okuması çok kolay bir şekilde yaparsınız. Gerçekten saati yeniden yapma, onu çok farklı gösterme şansına sahipsiz, çünkü genel olarak kullandığınız kadranın sadece bazı bölümlerinde zaman göstergesi vardır. Aslında bütün saat kasasını yeniden şekillendirebilirsiniz. İşte, deneyimin en harika süreci buydu.

Ahmet Aydın: Atölyeniz nerede ve kaç çalışanınız var?

Felix Baumgartner: Aslında üç mekanımız, üç atölyemiz var. Cenevre merkezde bir atölye ve merkez ofisimiz var. Yani bu mekanda, irtibat ve satış hizmetimiz var ama ayrıca saatlerimizin son kontrolünü ve son montajını yapan bazı saat yapımcıları ve bendeniz varız. Sonra Zürih atölyemiz var, bir tarafında araştırma yapan, konsept ve form çalışan Martin var. Ayrıca Zürih’te, saat parçalarını, CNC makinelerini ve polisaj makinelerini üreten mekanikçilerimiz ve bazı özel saatleri yapan saat yapımcılarımız var. Ve sonra, Zürih’le Cenevre arasında küçük bir şehir olan Aarau’da, Martin’le benim fikirlerimize dayalı olarak işimizin teknik planlamalarını ve teknik icatlarını yapan iki mühendisimiz var. Böylelikle bu üç ayaklı yapıda yılda 150 adet üzerinde saat üretiyoruz ve onbeş-onaltı kişilik bir yapımız var.

Martin Frei: Küçük bir şirketiz. (gülüşmeler)

Felix Baumgartner: El emeğine dayalı küçük bir şirket, burada işimiz yaratıcılık ve risk almak. Bu yüzden büyük bir şirket değil, sayılarla ve hacimle işimiz yok. Amaç, inanılmaz saatler yaratmaktır.

Martin Frei: Biz, saat yapımcılığının öncü birliğiyiz. Yapmaya çalıştığımız şey bu.

Ahmet Aydın: Kendinizle ilgili başka neler söylemek istersiniz?

Felix Baumgartner: Evet, biz en iyiyiz, harikuladeyiz. (tekrar gülüşmeler.) Kolay mı sanıyorsunuz, biz bir saat yapımcısı ve bir sanatçı tarafından kurulmuş tek şirketiz. Genellikle bir işadamı olur veya sadece bir saat yapımcısı olur yada işadamıyla saat yapımcısının birlikteliği olur. Patek Philippe, Audemars Piguet, Vacheron Constantin için durum tam da budur; bunların hepsi aslında saat yapımcısı ve işadamlarının birlikteliğidir. Bense bir saat yapımcısıyım, o da bir sanatçı; Martin bir işadamı değil.

Ahmet Aydın: Bütün saatleri siz mi tasarlıyorsunuz?

Martin Frei: Kesinlikle, yani birlikte yapıyoruz, saatlerin konseptleriyle ilgili elbette kısmen Felix’le birlikte çalışıyoruz ki bu da zaten tasarımın en büyük kısmı. Sonra, mühendislerimiz var ve ben bir tasarımın mühendislik dünyasına çok yakın olmasını seviyorum. Çok çok abartılı bir tasarım da olmamalı ama bunu akıldan çıkarmasak bile ben saatlerin çok farklı işlev görmelerini istiyorum, bu yüzden farklı bir zaman göstergemiz var ama aynı zamanda saatlere bakarken kullandığınız bütün şeyler yeniden düşünülebilir ve yeni bir tarzda yorumlanabilir, böylelikle bir kurma kolu, yine bir kurma kolu olarak, farklı bir şeye dönüşebilir, büyük olabilir, küçük olabilir, onu farklı bir tarzda kullanabilirsiniz. Saatlerin interaktifliği de bizim için ilginç bir husustur. Makineyle bir ilişki içindesiniz ve bunu bir şekilde ifade etmeli ve tadını çıkarmalısınız. Bu biraz da kameralara karşı sahip olduğum histen kaynaklanmaktadır, kameralara ve genel olarak makinelere bir hayranlığım var. Makineye ve makinenin hissettirdiklerine karşı bir fetişimiz var, özellikle de çok küçük makineler; tıklama seslerinin ve bir volanı döndürme tarzının nasıl hissettirdiğini bilirsiniz. Ve zaman içinde, bu gezegende var olduğumdan beri, elbette babamın kameralarıyla tecrübeler yaşadım. İşte böyle makinelere karşı bir tür fetiş sahibi oluyorsunuz. Aynı zamanda yaratma işinde de öyledir, yani, farklı katmanlar ve düzeyler yaratırsınız.

Ahmet Aydın: Yılda 150 saat ürettiğinizi biliyorum ama bu Corona Virüs bir şekilde sizi etkiledi mi?

Felix Baumgartner: Henüz bilmiyoruz. Aslına bakarsak, biz küçük ölçekli bir şirketiz.

Martin Frei: Dürüst olmak gerekirse, gerçek etkilerini görmek için çok erken olduğunu söyleyebilirim. Doğrusu bugün herhangi bir etki hissetmeyebiliriz ama pazarın yavaşladığını duyabiliyoruz.

Ahmet Aydın: İzninizle son bir soru sormak istiyorum. BaselWorld iptal edildi,Watches&Wonders (SIHH) iptal edildi ve her şey iptal edildi. Bütün bunlar 2020 ve 2021 yıllarında İsviçre saat endüstrisini nasıl etkileyecektir?

Felix Baumgartner: Saat endüstrisinin çok etkileneceğini sanıyorum.

Martin Frei: Genel olarak bütün gezegen etkilenecektir.

Felix Baumgartner: Lüks üretim işinde olduğumuz için, bu hayatta kalmak için her gün ihtiyaç duyacağınız bir şey değil. Zamanınız ve lüksünüz olduğunda harika saatler alırsınız. Bir virüsle savaşmak zorundaysanız, bu ilk ihtiyaç duyacağınız şey değildir. Bu yüzden, saat ticaretinin bu yıl yavaşlayacağından eminim.