23:30 Genel, İncelemeler, Markalar, MAURICE LACROIX, Öne Çıkanlar

Tahmini Okuma Süresi: 4 dk. 55 sn.

MAURICE LACROIX AIKON 42mm AUTOMATIC & 44mm AUTOMATIC CHRONOGRAPH

Yazar

Geçtiğimiz son birkaç yıl içinde oldukça popüler olan çelik spor saat kavramının özellikle fiyat /performans oranı ile göz dolduran modellerinden Maurice Lacroix Aikon serisinin 42mm Automatic ve 44mm Automatic Chronograph modelleri, incelemek ve kullanıcı deneyimi edinmek üzere bir süredir bizimleydi.

2018 BaselWorld’te tanıtılan yenilenmiş Aikon serisi, çıktığı andan beri oldukça hararetli tartışmalara konu oldu. Hepinizin tahmin edeceği gibi bu tartışmaların çıkış noktası malum benzerlikti. Kimileri bu benzerliğin esinlenmenin de ötesine geçtiğini söyledi, kimileri ise kült olmuş bir ürüne benzemenin o kadar da kötü olmadığını söyledi. Ben kendi kişisel fikrimi ve ekibimizin görüşünü incelemenin sonuna saklamayı tercih ederek, öncelikle saatlerden ve Maurice Lacroix markasından bahsetmek istiyorum.

Maurice Lacroix çok eski bir saat markası olmasa da, saat işini iyi bilen ve görece kısa tarihinde (1975 yılından beri) sektörde çok deneyim kazanmış bir firma. Maurice Lacroix’i kuran, kökleri 1889 yılına dayanan Desco von Schulthess (kısaca Desco) isimli bir firma. 1946 yılından itibaren Audemars Piguet, Heuer, Eterna ve Jaeger Le Coultre gibi lüks İsviçre saat markalarının da temsilciliğini yapan Desco yıllar içinde saat sektörüne olan ilgisinin artmasıyla 1961 yılında İsviçre’nin Jura kantonunda bir saat montaj fabrikası alır. Önceleri diğer firmalara saatler üreten Desco, 1975 yılında kendi markasını kurar, Maurice Lacroix. 1989 yılına gelindiğinde ise Maurice Lacroix,  Queloz S.A isimli kasa üreticisi firmayı satın alır. Bu satın alma, Maurice Lacroix’i kasa üretme kapasitesine sahip olarak diğer firmalar arasında farklı bir yere koyar. 

Gelelim Aikon (Aykon diye okunuyor) serisine; elimizdeki modeller, 42mm otomatik, mavi kadranlı, çelik bilezikli ve 44mm otomatik kronograf, siyah kadranlı, deri kayışlı modeller. Kullanımdaki farkları ve estetik olarak nasıl durduklarını görebilmek için bu şekilde seçtik inceleyeceğimiz modelleri. 

Öncelikle Aikon’daki en büyük yenilik otomatik mekanizma ile sunuluyor olması. Ayrıca kasada, kadranda ve kollarda çeşitli güncellemeler yapılmış. 42mm otomatik modelde kullanılan ML115 kodlu kalibre aslında elabore seviye bir Sellita SW200-1. Saat, dakika, saniye ve tarih fonksiyonlarına sahip 26 taşlı kalibre 28,800vph (4Hz) frekansında çalışarak 38 saatlik bir güç rezervi sunuyor. Côtes de Genève ve perlage desenleri ile dekore edilmiş makinanın rotoru ise üzerinde Maurice Lacroix markasını taşıyor.

Çelik otomatik modelde sunulan üç kadran renginden kesinlikle favorim bu elimizdeki mavi olan oldu. Burada tek eleştirebileceğim nokta; mavi kadrandaki beyaz zeminli tarih göstergesi. Oysaki siyah kadranda siyah zeminli, beyaz kadranda da beyaz zeminli olarak uyumlu tarih pencereleri kullanılmış. Mavi kadranla uyumlu olarak mavi zeminli tarih göstergesi tercih ederdim. Saatin aplike olan  indeksleri, saat 3,6,9 ve 12’de çift, diğer saatlerde tek olarak baton indeks şeklinde kullanılmış. İndekslerde ve kollarda az miktarda luminova kullanılmasına rağmen gece görünümü gayet başarılı. Maurice Lacroix’in stilize büyük bir M harfi şeklindeki logosu saat 12 indeksinin hemen altına aplike olarak uygulanmış ve onun da hemen altında Maurice Lacroix ismi yazılı. Saat 6 indeksinin üst kısmında AUTOMATIC, indeksin her iki tarafında ise SWISS MADE ibaresi yer alıyor. Gelelim kadranın desenine, meşhur modelde kullanılan petite tapisserie’ye benzese de aslında tamamen farklı bir desen olan Clous de Paris deseni. Minik piramitler gibi diyebiliriz. Bu noktada bir farklılıktan bahsedeyim; dakika skalasının olduğu ince dış çember kadranın kendisinden ayrı bir parça olarak tasarlanmış ve Clous de Paris deseni yok. Kadranın mavi tonu çok güzel ve değişik ışıklarda değişik tonlar yakalanabiliyor.

Kasa ve bilezik konusu ise Maurice Lacroix’in elinin en güçlü olduğu yerler. Yukarıda bahsettiğim gibi kendi kasa üretme tesisine sahip olan marka, kalite kontrolü de sıkı tutarak mükemmel bir iş çıkarmış. Tasarım sübjektif bir mesele ama o tasarımın uygulanmasında kusur bulmak mümkün değil. Aikon’un bezel tasarımı kendine has, kalın sayılabilecek bir daire şeklindeki bezelin üst kısmı saten polisajlı iken saat 2,4,6,8,10 ve 12 hizasına gelen çift çizgi şeklinde kabartma çizgiler parlak polisajlı olarak tasarlanmış. Bezelin yan kısımları da parlak polisajlı. Ön tarafta bulunan safir kristal bezelden taşmadan dümdüz duruyor ve yansıma önleyici kaplamaya sahip. 42mm X 11mm ölçüsündeki kasa form olarak ilk bakışta bana Rolex OysterQuartz modellerini hatırlattı. Kasa genel olarak saten polisajlı, istisna olarak alt ve üst yüzeyleri yan yüzeye bağlayan açılı kenarlar parlak. Bu parlak kısımlar kasanın hatlarını vurgularken size de wristroll yaparken ihtiyacınız olan parıltı faktörünü sağlıyor. Saatin arkasında safir kristalli bir kapak yedi adet vida ile kapatılmış. Su geçirmezlik ise kilitli tepe ve vidalı kapak sayesinde neredeyse bir “diver” gibi 200m olarak açıklanmış.

Kasa ile entegre bir tasarımı olan bilezik de Maurice Lacroix’in en güçlü olduğu yerlerden birisi. Beş baklalı bileziğin ikinci ve dördüncü baklaları hem diğerlerinden daha yüksek duruyor hem de diğer üç bakla bir biri ile aynı hizada duruyorken bu ikisi de birbiri ile hizalanmış. Bilezik de kasa gibi genel olarak saten polisajlı, sadece üst yüzeyi yan yüzeyle birleştiren açılı kenar parlak olarak polisajlanmış. Kasa ile birleşme yerlerinde kolay bilezik/kayış değiştirme sistemi buluyor. Bu kolay kayış değiştirme sistemi deri kayış ve çelik bilezik arasında kolayca geçiş yapmanızı sağlasa da Nato kayış gibi alternatif seçenekleri işlevsiz kılıyor. 25mm den başlayıp 20mm’ye kadar daralan bilezik gizli bir kelebek toka ile kapanıyor, bu tokayı açtığınızda ise iç yüzeyindeki perlage dekorunu görüyorsunuz ki bu da hoş bir ayrıntı. Tokanın kapanma sesi ve hissi çok güzel ve oldukça güvenli hissettiriyor. Kasa ve bilezik tümleşik gibi tasarlanması nedeniyle bilekte çok konforlu. Çelik kasalı ve bilezikli bir saat olmasına rağmen 173,9gr ağırlığı ile hiç de hantal değil. 

44mm çapındaki kronograf modelle ilgili konuşacak olursak, ilk söylemek istediğim her ikisinin çok farklı karakterde saatler olduğu olur. Elimizdeki model çelik kasalı, siyah kadranlı ve deri kayışlı model. Kasa tasarım olarak ölçüler dışında neredeyse aynı. Siyah renkli kadranda bulunan gün ve tarih pencereleri de tanrıya şükür ki (!) uyumlu olarak siyah zeminli seçilmiş. Gün ve tarih pencerelerinin hemen üzerinde aplike olarak Maurice Lacroix logosu ve yazısı, bu pencerelerin altında ise AUTOMATIC yazısı bulunuyor. Kadranda uygulanan desen Clous de Paris yerine mega tapisserie olarak adlandırabileceğimiz petite tapisserie’nin büyük karelisi. Kadrandaki kronograf alt kadranlarının dizilimi klasik Valjoux 7750 dizilimi şeklinde; saat 12 hizasında 30dk. kronograf sayacı, saat 9 hizasında küçük saniye ve saat 6 hizasında 12 saat sayacı bulunuyor. Merkezde ise akrep yelkovan ve kronograf saniyesi var. Kadranın genel deseni kareli iken kronograf alt kadranları plak tarzı desenle tasarlanmış. Düz otomatik modeldeki gibi bu kadranda da dış dakika skalasının olduğu halka ayrı olarak tasarlanmış ama burada farklı olarak 05,10,15,20,25… şeklinde dakikalar yazılmış. Bütün kollar ve indeksler rodyum kaplamalı. 

Saatin önünde yansıma önleyici kaplamalı safir kristal cam bulunuyor. Arka kapak aynı otomatik modelde olduğu gibi yedi adet vida ile vidalanmış ve orta kısımdaki safir kristal bölüm sayesinde mekanizma görülebiliyor. Kilitli tepe ve kilitli kronograf butonlarının sayesinde, su geçirmezlik oldukça iddialı bir değer olan 200m. Bu arada kilitli kronograf butonlarını kullanışlı bulmadığımı söylemeliyim. Her seferinde aç- kapa büyük iş! 

Modele can veren ML112 kodlu kalibre aslında saat severlerin çok aşina olduğu Valjoux 7750. Côtes de Genève ve perlage dekorlu 25 taşlı kalibre 28,800vph (4Hz) frekansında çalışarak 48 saatlik bir güç rezervi sunuyor. Rotor üzerinde Maurice Lacroix markasını taşıyor.

Saat meraklısı herkesin bildiği gibi 7750 oldukça kalın bir kalibre ve bunun sonucu olarak elimizdeki saat de oldukça kalın. Ama deri kayışla oldukça konforlu, bileğe tam oturuyor ve dönmüyor. Krokodil baskılı siyah dana derisi kayışın kalite hissi yüksek. Kelebek bir toka kullanılmış. Bir diğer değişiklik ise, Maurice Lacroix markasına aşina olanlar bilir, deri kayış üzerinde aplike olarak M şeklindeki Maurice Lacroix logosu olurdu ve hep düşer kaybolurdu. Artık o logo deri kayışa gömülü olarak yenilenmiş ve düşeceğini sanmıyorum.

Düz otomatik ve otomatik kronograf modellerin çok farklı karakterde saatler olduğunu söylemiştim. Bilek hissi olarak kronograf model daha spor, diğeri ise daha klasik duruyor. İki model de her gün kullanılabilecek saatler.

Benzerlik meselesine gelecek olursak; son yıllarda entegre bilezikli çelik spor saat trendi var. Önde gelen modelleri gözümüzün önüne getirirsek bütün modellerin pek çok benzerlikler taşıdığını söyleyebiliriz. Nasıl ki diver deyince gözümüzün önüne gelen her model biraz Submariner’sa, burada da her model biraz Royal Oak. 

Royal Oak öyle bir tasarım ki, tasarımcısı Gerald Genta bile daha sonraları başka markalar için bu tasarımdan esinlenmiş. Aikon’u Royal Oak ile karşılaştırmak büyük haksızlık olur. Neticede arada 10 kattan fazla fiyat farkı var. Ama Aikon asla ucuz bir homage değil. Aikon, Maurice Lacroix’in yazının başında bahsettiğim operasyonel kabiliyetleri sayesinde oldukça üst bir kalitede üretilmiş kasası ve bileziği olan, kalbinde ise her ne kadar in-house olmasa da oldukça bilinir ve güvenilir kalibreler sunan bir ürün. Hem bir saati Royal Oak’a benziyor diye eleştirmek, bir adamı Brad Pitt’e benziyor diye eleştirmek gibi bir durum. 

Sonuç olarak, Aikon 42mm Automatic ve Aikon 44mm Automatic Chronograph fiyat/performans oranı yüksek, güvenilir kalibrelerle donatılmış, bilekte oldukça şık duran ve kalite hissi veren saatler. Bence Royal Oak almaya heves edenler alırlarsa, aslında aradıklarının bu olmadığını kısa sürede anlarlar. Bu Royal Oak meselesine takılmadan, kaliteli, şık, sağlam ve iyi bir markası olan spor bir saat almak isteyen kullanıcılar çok daha mutlu olacaktır.

Ben saatlerden düz otomatik çelik bilezikli olanı mavi kadranın ve bileziğin de etkisiyle daha çok beğendim. Watchmania kendisi ise kronograf modeli daha spor ve havalı bulduğunu, bu fiyat seviyesinde daha iyi saat almanın pek mümkün olmadığını söyledi.

Aikon Automatic 42mm 1,750 İsviçre Frangı, Aikon Automatic Chronograph 44mm ise 2,690 İsviçre Frangı.

Her zaman olduğu gibi Maurice Lacroix’in bu ve diğer tüm modelleri hakkında detaylı bilgiler için https://www.mauricelacroix.com/ch_en/ adresini ziyaret edebilirsiniz. 

(Visited 133 times, 1 visits today)
Son değişiklikler: 9 Şubat 2020
Generic selectors
Tam Eşleşme
Başlıklarda ara
İçeriklerde ara
Makalelerde Ara
Sayfalarda ara